Gülümsemek bulaşıcıdır. Suya atılan taş misali yayıldıkça yayılır etrafına.
Gülümse!
Gülümseyince; beyin algısı, biz ne kadar öfkeli, kederli de olsak hormonlarını gönderir istesek de istemesek de. Ne hissedersek hissedelim gülümsemeyi başardığımızda, çırpınır kalp beyinle birlikte daha iyi hissedebilelim diye.
Gülümse!
Uyandığın için yeni bir güne. Bize her sabah verilen hediye, kocaman bir bahçe. Ek ekebildiğince.
Gülümse!
Nefes aldığın için. Yaşamı fark edebilmek için.
Gülümseyince nasıl da yavaşlar nefes, buradayım der ruhun, farkındalıkla aldığın her nefesle. Hızın içinde kaybolur güzellikler, görünmez olur bakmasını bilmeyene, görmek istemeyene. Görmek için durmak gerek. Durabilmek için nefesi tutmak ve duymak için dinlemek. Bir nefeste görmek ve duymak için gülümse.
Bir kez yakaladığında ‘şimdi’yi hep orada kalmak ister yürek. Zihin beden ve ruh ancak orda birlenir çünkü. Gülümsersin işte o an. Gülüşün asılır kalır dudaklarında. Gülüşün takılır kalır yüreğinde. Her nefesle, evreni solur insan, bilse de bilmese de. Ancak bilenlerden olunca açılır önünde tüm olasılıklar, sen gör diye, sen duy diye. Olasılıkları görebildiğinde, evren seferber olur yanında olabilmek için.
Gülümse!
Kendini gör diye, kendini duy diye…
Defne Şener Günay
No Comment